Öğretmenimi sikmek gibi bir hayal gerçek oldu
Öğretmenim hafta sonları bana ders vermeye gelirdi ve bu sefer ki ders ve okuyunca azacaksınız. Cumartesi öğleye doğru annemin sesiyle uyandım. “Kalk, öğretmenin geldi!” aman tanrım, tamamıyla unutmuştum. Yasatik öğretmenim fırat bey, birazcık da haiz olduğum yaşantıdan dolayı beni çalıştırmayı kabul etmişti. Bundan dolayı hususi ders verdiği pek görülmemişti. Oldukca acele üzerime beyaz tayt, pembe, kısa kollu tişört giydim, saçlarımı at kuyruğu yapmış olup yüzümü yıkayıp, aşağıya indiğimde, annemle matematik öğretmenimi söyleşi ederken buldum. Annem izin isteyerek ayrıldı. “Iyi sabahlar buket!” dedi öğretmenim. Gözlerinin bana hayranlıkla baktığını fark etmemek olanaksızdı. Ayrım ediliyordu. Yasatik öğretmenim fırat bey, “daha ilkin öğrendiklerimizi gözden geçireceğiz buket” dedi. İçimden of gene dert başlıyor demekten kendimi alamadım. Bir kolejli içim matematik problem olmamalıydı. Oysa ben asla sevmiyordum matematiği, sevmeyecektim de. Yasatik öğretmenimin durumu gevşetmesi hoşuma gidecekti. Imtihan neticeleri en oldukca babamı ilgilendiriyordu. Ona nazaran matematik oldukca önemliydi. Ben x+y denklemlerinin gerçek hayatta ne işe yaradığını çözememiştim. Yaşam da matematiksel bir problem vardı, oysa çözümler de vardı. Yasatik toplumsal yaşamda ekonomiyi doğurmuştu. Peki insanoğlu niye hesap yapmıyorlardı? Düşüncemi öğretmenime açıkladım. Beni gülümseyerek ve şaşırarak dinledi “asla bu şekilde düşünmemiştim, oldukca zekisin” söylediğinde ben de kendimi akıllı bulmuştum! Kendimi zorlayarak öğretmenimle matematik yaşamına girmeye çalıştım. Ergonomik hatırlamalarla geçen iki saatin peşinden annem çay ve kurabiye getirdi. Giyinmişti. Dışarı çıkıyordu anlaşılan. Kalkıp annemi kapıya kadar geçirdim. Annem “buket, dersini iyi çalış, olur mu kızım” diyerek otomobiline binip uzaklaştı. Saat 12yi geçiyordu, çay molası iyi gelmişti. Öğretmenim de ben de gevşemiştik. Yasatik öğretmenim bana “biliyor musun buket, sen öteki kızlara asla benzemiyorsun!” dedi. Ben de “niye hocam?” diye karşılık verdim. Karşılıklı oturmuş çaylarımızı yudumluyorduk. “Sen hep dinliyorsun, fazla konuşmuyorsun, arkadaşlarınla aranda hep mesafe varmış şeklinde” dedi. “Hukuklı olabilirsiniz hocam, kendi düşüncelerimi paylaşmaktan pek hoşlanmıyorum fakat yaşamı da öğreniyorum. ” Dedim. “Hem de iyi mi!” diyecektim birden fakat kendimi tuttum. Nihayetrasında hocamı incelemeye başladım. Kırk yaşlarında, uzun boylu ve oldukça sportif bir erkekti. Kimi zaman kızlar aramızda hela konferanslarında ona “buz fırat” derdik. Gülmediği süre yüzündeki çizgiler ürkütürdü insanı. Yasatik öğretmenim ayağa kalktı “bir sonraki derse kadar hoşça kal buket” diyince, “hocam, birazcık bekler misiniz, beni de çarşıya bırakabilir misiniz?” dediğimde karşılık “doğal olarak, buket, niçin olmasın?”dı. Birazdan gelen fırtınayı ikimiz de fark etmemiştik. Çabuk odama çıkıp duş almak için banyoya girdim. Saçımı yıkamayı bitirdiğimde bir ses duydum. “Buket, daha hazırlanmadın mı? Benim bir randevuya yetişmem gerek buket!” bu tarz şeyleri duyduğumda banyonun kapısı açıldı. Yasatik öğretmenim banyonun ortasında ayakta duruyordu. Ben de duşun altındaydım. Tazyikli su vücudumdan iri damlalar halinde süzülüyordu. Banyou kapattığımda görüntümün iyi mi bulunduğunu çakmıştım. Yasatik öğretmenimin önündeki kabartı da dikkatimi çekmişti. Bana doğru iki atım attı. Göz göze geldik. Gözleri gözümde ve ağzımdaydı. Birazcık eğilerek elleriyle başımı tutup ağzımı ağzında hapsetti. Dili, dudaklarımın üstünde dolaşıyor, ağzımı karıştırıyordu. Beni öperken bir eli göğsümü avuçlamış, memelerimin ucunu eziyordu. Yasatik öğretmenimin ellerini hey oldukca beğenmişimdir. Şimdi o eller benim vücudumu okşuyor ve bunu büyük bir ustalıkla yapıyordu. Öğretmenimin eleri yavaş yavaş aşağıya doğru kayıyordu. Şimdi uzun parmakları tam amcığımın üzerindeydi. Ilkin avuçlar şeklinde oldu, sonrasında amcığımın ortasını usulca yararak içini okşamaya başladı. Suyun iyice tahrik etmiş olduğu vücudum öğretmenimin içeri girmesiyle beraber patlamaya hazır bir volkan olmuştu. Sıcak=>kızgıneketlerimi düşünerek değil de hissederek yapıyordum. Birkaç dakika sonrasında öğretmenim beni kucağına almış, duvara yaslamıştı. Bacaklarımı beline sararak kenetlemiştim. Onun sağ elleri kalçalarımı avuçlamış, parmaklarını geçirircesine hoyratça kaba etlerimi okşuyordu. Ben çıplaktım, o giyinikti. Oldukca acele soyunduğunda, simsiyah kıllarının içinden devasa yarağını ve şişmiş taşaklarını gördüm. Tesirlenmiştim. Gözlerimi alamıyordum. Buz fırat bu haliyle oldukca seksiydi. Bana “gel buraya” deyip lavabonun önüne götürdü. “Eğil, domal, bacaklarını ayır birazcık” dedi. Dediklerini yaptığımda öğretmenimin arkadan dilini amcığıma soktuğunu, bir kuzunun annesinin memesini emer şeklinde dudaklarıyla am deliğime asılarak emdiğini fark ettim. Aşırı zevk alıyordum. Lavaboya tutunmuştum. Bir taraftan da aynada yüzüme bakıyordum. Dudaklarımı ısırmıştım, burun deliklerim de açılıp kapanıyordu. Minik bir feryat attığımda öğretmenimin baş parmağını göt deliğime hissettim. Hala amcığımı yalıyordu, yalarken de parmağıyla göt deliğime darbeler atıyordu. Kendimi bıraktım. Öğretmenim şimdi de elleriyle kalçalarımı ayırmış, göt deliğimi büyük bir iştahla yalıyordu. Kendimden geçmiştim. Boşaldığımı hissettim. Amcığımdan gelen sular baldırlarımdan süzülüyordu. Öğretmenimin ayağa kalkıp yarağını am deliğime yerleştirdiğini duyumsadım. Birden koca sikinin amcığımda boş yer bırakmadığını düşündüm. Ta ucuna kadar amcığımdan yarağını çıkarıyor, sonrasında gene hızla am deliğime giriyordu. Öğretmenimle sikişirken aynadaki yüzümde zevk ve acı karmakarışıktı. göt deliğimin üstünde bir ısı duyduğumda, öğretmenim yarağını göt deliğime dayamıştı ve spermlerini fışkırtmıştı birazcık. Bana “korkma, şimdi götüne gireceğim!” dedi. Aşırı heyecanlanmıştım. Belli etmemeye çalışıyordum. Yarağını göt deliğime dayayıp yavaşça zorlayarak girecekti, biliyordum. O devasa sikin daracık götümde neler yapacağını. Derken tahmin ettiklerim oldu. Feci canım yanıyordu, “alışınca götünden daha oldukca siktirmek isteyeceksin!” diyordu. Öğretmenimin sert kalçalarımın içinde göt deliğime girmesi ne kadar sürdü bilmiyorum, beni elleriyle karnımın altından yarağına doğru bastırıyor, taşakları ise götüme çarpıyordu. İkimiz de dayanamayacak durumdaydık. Boşaldık. Öğretmenim boşalırken parmaklarını neredeyse etime geçirmişti. Zehirrlığıyla üzerime abanmıştı. Soluk almakta güçlük çekiyordum. Ağzının içinden kısık seslerle “buket, biliyor musun, göt deliğin mükemmel!” dedi. Anlaşılan matematik derslerim eskisinden daha yoğun geçecekti…
Erotik hikayeler:
gay hikayrleri fıratla
30 gösterim, 1 gün