İşsiz kuvvetsiz bir delikanlıydım. Henüz doğrusu, kendime gore bir iş bulamadığım için, çalışmıyordum. Sürekli para problemi yaşardım. Para sorunumu çözmek için devreye üvey annemi sokardım. O da bir halde babamı ikna edip, almış olduğu parayı bana veriyordu. Kısacası baba parası yiyordum. Üvey annemin bir de kızı vardı, Serpil isminde. Serpil birkaç aylık nışanlıydı ve yakında evlenip gidecekti. Bir markette kasiyerlik yapıyordu. Nişanlı olduğundan, almış olduğu paradan bana zırnık bile koklatmıyordu. Ak ( Erkekaz ) eşya aldığından onların taksitlerini ödüyordu. Kısacası, çeyiz düzmekle uğraşıyordu.
Serpil’in nişanlısı Ferit isminde, kendini beğenmiş, gıcık biriydi. Bizlere geldiği zamanlar Serpil’den başkasını gözü görmezdi. Saatlarce bizde kalır, Serpil’in odasından çıkmazdı. Bu duruma karşı çıktığım halde beni ciddiye bile almazlardı. Serpil haftalık iznini onunla birlikte geçirirken, eve akşam geç saatlerde dönerdi. Aralarında sekiz yaş vardı. Ferit’in babası inşaatçı olduğundan kendisi de onunla takılırdı. Kendisi çalışmadığı halde babası yardımıyla yönetim ediyordu. Nihayet model otomobili vardı, bununla ne bok yediği belli değildi. Zamparalık dahil herşey beklenirdi ondan. Zihnimdeki acabalar gittikçe artarken, tüm bu düşünceler içimi kemiriyordu.
Henüz önceki yıllarda ailece her yaz köye gider, birkaç ay dinlence yapardık. Ancak o yaz, Serpil çalmış olduğu için mecburi oBeylikdüzük ben de yanında kalmıştım. Pedermla üvey annem köye gideli bir aydan fazla olmuştu. Serpil ile evde birlikte kaldığımız süre içinde herhangi bir olumsuzluk olmamıştı. Serpil sabah saat 9:00 şeklinde işe gidiyor, akşam 19:00 şeklinde dönüyordu. Nihayet zamanlarda geç kalsa da, kafama takmıyordum. Henüz ilkin ben Serpil’in eşofman giymesine karşı çıkarken, artık herhangi birşey demiyordum. Doğrusu hoşuma bile gidiyordu. Eşofmana sığmayan, dolgun yuvarlak kalçalarının yanında, giydirilmiş olduğu külotun izi bile anlaşılıyordu. İlk zamanlar düzgüsel külotlardan giyerken, son zamanlar tangaya merak salmıştı. Eşofmanın altındaki tanga, kalçalarını ikiye bölüyordu. Halu dikkat çekmiş olduğu halde, yanımda oldukça rahattı. Serpil’e karşı hislerim değişmeye başlamıştı.
Makalen oldukca sıcak olan evimiz geceleri uyku uyutmuyordu. Serpil’in de serzenişleri de bunu doğruluyordu. Sıcak sebebiyle uyuyamadığını, uykusuz bitkin halde işe gittiğini söylüyordu. Sabahları kalkmakta güçlük çekiyordu. Kaldırmam için yardım istemişti. Bir sabah uyandırmak için, odasına girdiğimde inanılmaz bir manzarayla karşılaşmıştım. Serpil, yüzü koyun uzanmış, külot sütyen yatıyordu. Külot dedimse bu düzgüsel bir külot değildi, tanga idi. Giydirilmiş olduğu tanga kalçaların içinde kaybolmuştu. Yalnız üst kısmı görünüyordu. Yastığa sarılmış, kalçalarını da geriye doğru çıkarmıştı. Bembembeyaz teni inanılmaz güzeldi. Ak ( Erkekaz ) kalçalar kabak şeklinde parlıyordu. Bu görüntü beni mahvetmişti. Görünüm karşısında dayanamayıp külotuma boşaldım.
O günden sonrasında Serpil’e bakışlarım dahada değişmişti. İzin günleri geç saatlere kadar nişanlısıyla beraberdi. Kendisine, nişanlısından hoşlanmadığımı, o mendeburdan herşey beklenebileceğini söylerken, dikkatli olması için tembihliyordum. Serpil söylediklerimin ne anlama geldiğini oldukca iyi biliyordu. Bana, “Merak etme Fezaay, bu mevzuda bana sonuna kadar güvenebilirsin!” diyordu ve ben de ona güveniyordum. Kendisine güvendiğim için de üstüne gitmiyordum. Henüz sonraki günler bu mevzularda daha samimi olmuştuk.
Bir akşam eve gelirken 6 şişe bira getirmiştim. Pedermlar evde olmadığından içmemde bir sakınca yoktu. Serpil bu mevzuda ağzını bile açmamıştı. Ona, “Sen de içsene kız!” dedim. Serpil, “Töbee töbee, delimisin sen yaa!” diyor, içmek istemiyordu. Ben de, “İç şunu kız, birşey olmaz!” diyerek ısrarımı sürdürüyordum. Nihayetunda, “İçerim, fakat sarhoş olursam sorumlusu sensin!” dedi. Hem müzik dinliyor hemde içiyorduk.
Serpil ikinci bira şişesini bitirdiğinde, kelimeler ağzında yuvarlanıyordu, gözleri kaymış, ne söylediğini bilmez haldeydi. Serpil, “Başım dönüyooor, ben şimdi sarhoş mu olduummmm?” derken kahkaBeylikdüzü boğuluyordu. Alışkın olduğum için, bir iki bira, beni etkilemiyordu. Ben kendimi konrol ederken, Serpil kendini kaybetmeye başlamıştı. Nışanlısıyla ilişkisinin ne düzeyde bulunduğunu öğrenmek istiyordum. Ben sordukça, yarım yamalak anlatmaya çalışıyordu. Anlattığına gore, öpüşme ve ellemelerin haricinde hemen hemen ilişki yaşamamışlardı. Nışanlısı daha fazlasını isterken, kendisinin buna izin vermediğini söylüyordu.
Zaman ilerledikçe Serpil kendinden geçiyor, sarhoş oluyordu. Henüz çok dayanamadı ve koltuğa uzandı. Kısa bir süre sonrasında da sızdı ve uykuya daldı. O şekilde tatlı, o şekilde güzeldi ki, bakmaya doyamıyordum. Sırtüstü yatmış olduğu için, badinin içine sıkışan göğüsleri pramit şeklinde duruyordu. Birkaç kez, “Serpiill! Serpiill!” diye seslendiğim halde, ölü şeklinde yatıyordu. Cesaretimi toplayıp yanına yaklaştım. Dizlerimin üstüne çömelerek birkaç kez dürttüm. Kıpırdadığında, bir bacağı koltuktan kayarak yere değdi. O anki görüntüsü dayanılır şeklinde değildi. Oluşturulan bacakları am deliğini da ortaya çıkarmıştı. Eşofmanın içindeki am, ortadan ikiye bölünmüş gibiydi. Şişkin yuvarlak amı, beni inanılmaz heyecanlandırmıştı. Aslına bakarsanız kalkmış olan yarrağım, bu görüntü karşısında zonklamaya başlamıştı.
Başımı bacaklarının arasını yerleştirip, eşofmanın üstünden am deliğini koklamaya başladım. Amcığını koklarken, neredeyse boşalacaktım. İnanılmazdı ve mükemmel kokuyordu. Temask istiyordum, fakat cesaret edip amına dokunamıyordum. Bendeki talep ve arzu büyüdükçe, kendimi frenliyemiyordum. Ne olacaksa olsun düşüncesiyle, eşofmanın üstünden amına dokundum. O an zevkten titremiştim. Amının girinti ve çıkıntılarını parmaklarımla yoklarken, şeklini şemalini öğrenmeye çalışıyordum. Eşofmanı inceydi ve ellemesi daha kolay oluyordu. Amcığını görmek için eşofmanı araladım. Küçük külotu, amının kıllarını bile kapatmıyordu. Giydirilmiş olduğu külot tanga olunca bu görüntü kaçınılmazdı. Amının üst kısmına bakarken daha fazlasını görmek istiyordum. Bunun için eşofmanını çıkarmam gerekiyordu. Salonda çıkaracak olsam, uyandığında söyleyecek kelime bulamazdım. Dürtükleyerek, “Kalk kız burda uyuma, yatağına git yat!” diye seslendiğimde, yalnız anlamadığım birşeyler mırıldandı, hepsi o denli.
Koltuk altlarından tutarak ayağa kaldırdım. Kucaklayıp odasına taşıdıktan sonrasında, yatağın üstüne sırtüstü bıraktım. Işığı açıp ayak altına oturdum. Tenn bir nefes aBeylikdüzük, eşofmanın lastikli yerinden tuttum, bacaklarından yavaş yavaş sıyırarak ayak uçlarından çıkardım. Şimdi üstünde yalnız siyah tangası kalmıştı. Amcığını bile kapatmayan bu ufak bez parçasını indirirken kalbim duracak gibiydi. Nihayetunda onu da çıkardım. Henüz iyi görmek için bacaklarını dizinden kırarak yanBeylikdüzü doğru açtım. Şimdi amı tamamen ortaya çıkmıştı. Karşımda muhteşem bir görünüm vardı. Uzun kılların arasındaki yarık boydan boya uzanıyordu. Amının dudakları, sağlı sollu ağız kısmını kapatıyordu. Klitorisi ise ufak, fakat diriydi.
İncelemeye devam ederken, yarrağım kalkmış zonkluyordu. Çıplak kalçaları, dev gibi görünüyordu. Nihayetrasında, ayak bileklerinden tutup bacaklarını yukarı ve yanBeylikdüzü doğru açtım. Götları kabak şeklinde ortaya çıkmıştı şimdi. Siyah kıllarla çevrili götdeliğinin varlığı anlaşılmıyordu bile. Amının sıcaklığı yüzüme vururken, sanki sidik kokuyordu. Burnuma vuran bu koku, en kaliteli parfümden bile daha etkiliydi. Tüm cesareti toplayıp dilimi amına değdirdim, sonrasında da yavaş yavaş yalamaya başladım. Tuzlu bir tadı vardı. Tuzlu olmasına karşın hoşuma gitmişti.
Uyanma ihtimali vardı. Henüz dikkatlı olmam icap ettiğini düşündüm. Başmdaki fikir sebebiyle bacaklarını yavaş yavaş bıraktım. Bu görüntüyü ölümsüzleştirmem lazımdı. Tekrar bu şekilde bir fırsat yakalayamayabilirdim. Gittim salondan telefonumu aldım geldim. Amcığını ve götünü en ince ayrıntısına kadar çekip telefonuma kaydettim. İlerki günlerde 31 çekmemem için mükemmel bir yatırımdı. O ana kadar, boşalmamak için kendimi zor tutmuştum, artık boşalmak istiyordum. Serpil’in amına bakarken, çeşitli fantaziler hayal etmeye başladım. Onu sikmek, amına sokmak istiyordum, fakat bu mümkün değildi. Düş bile olsa girip çıkmaya başladım. Bir iki dakika içinde titremeye başladım. İri bir zevk kasıklarımı sararken daha çok dayanamamıştım. Saniyeler süresince boşaldıkça boşaldım. Yarrağımdan fışkıran döller çarşafı çok kötü etmişti. Ancak bu umrumda bile değildi. Bu benim için unutulmaz bir andı ve bunu doyasıya yaşamak istiyordum.
Birkaç dakika sonrasında iyice rahatlamıştım ve kendime gelmiştim. Ilkin tangasını, arkasından eşofmanını giydirip üstünü başını düzelttim. Çarşafına dökülen döllerimi temizledikten sonrasında her hangi bir olumsuzluk varmı diye etrafa baktım. Yalnız döllerin ıslaklığı kalmıştı çarşafta, o da mühim değildi, hava sıcak olduğundan sabaha kadar kuruyacağından emindim. Işığı kapatıp odadan çıktım.
Ertesi gün uyandığımda saat 12:00’ye geliyordu. Serpil işe gitmişti. Odasını denetim ettiğimde çarşafın değiştirilmiş bulunduğunu farkettim. Pislerin konduğu sepete baktığımda, tanga, eşofman bir de çarşaf, aynı yerdeydi. Acaba birşeyler anlamışmıydı diye doğrusu oldukca merak ediyordum.
Gece saat 22:00 şeklinde eve geldiğimde, Serpil yiyecek yapmış beni bekliyordu. Geç geldiğim için, “Nerde kaldın yaa? Saatlerdir seni temenni ediyorum. Seni beklediğim için ben de yemedim!” diye sitem etmesi, bir an chikayemi sıktıysa da, yüzündeki gülümseme beni yumuşatmıştı. “Özür dilerim kız, açlıktan ölmeni istemem! Nihayetrasında bizimkiler ne der!” dedim. Serpil, “Sen özür dilermiydin Fezaay?” diye takıldı. Ben de, “Tek kardeşimden özür dilemeyeceğim de, kimden dileyceğim kız!” dedim. Bu lafıma teşekkür etmişti.
Nihayetrasında mevzuyu önceki akşama getirdi, “Gece ne işe yaradığını bile hatırlamıyorum. Çokca mu sarhoş oldum?” diye sordu. Ben de, “İki bira içtin kendinden geçtin. Ayakta bile duramıyordun, odana taşırken anam ağladı. Ne kadar ağırsın kız!” diye takılınca, Serpil, “Saçmalama!, yalnız 55 kiloyum, sence 55 kilo oldukca mu?” dedi. Erkekanlar kendisine şişman denmesinden hoşlanmadıkları için özlllikle bu şekilde söylemiştim. Latife yaptığımı anlayınca da gülmeye başladı. O akşam birşey olmamış şeklinde yemeğimizi yedik, TV seyrettik.
Nihayetraki günler düzgüsel şekilde geçiyordu. O işine gidip gelirken, ben de öylesine takılıyordum. Serpil nişanlısıyla buluşmaya devam ederken, bu buluşmalar kimi zaman geç saatlere kadar sürüyordu. Bir akşam eve döndüğünde yüzünün asık bulunduğunu farkettim. “Ne o kız? Suratünden düşen bin parça!” diye takıldım. “Yok birşey!” dedi, fakat bira içtiğimi görünce, gitti bir bardak getirdi ve “Bana da doldursana, içmek isterim!” dedi. Bir şişe de ona açtım ve bardağını doldurdum. Bardağı almış olduğu şeklinde yudumlamaya başladı, bir dikişte hepsini içti. Bu durumu görünce, “Hop hoop! Birazcık yavaş iç!” dedim. Aslen içmesi benim işime geliyordu, geçenki şeklinde sarhoş olamsını istiyordum. İkinci kez bardağını doldurdum. Bir iki tane kuru yemiş ağzına attıktan sonrasında, yine yudumlamaya başladı. Nışanlısıyla tartışmış şeklinde bir hali vardı. Erkekangınlığı yüzünden okunuyordu.
Biraları ard arda götürürken, bu durum hoşuma gitmişti. Onu izlerken, o akşam yaşadıklarım aklıma geldi. Iyi mi bir amcığa haiz bulunduğunu oldukca iyi biliyordum. Bu gün üstünde diz boyu bir etek vardı. Etek bolca olduğundan, eteğin kenarlarını, bacaklarının altına toplamıştı. Sırane kadar görünen bacaklar, pürüzsüz tertemizdi. Ağda yada epilasyon yapmış olmalıydı.
Dördüncü bardağı yudumlarken, kelimeler ağzında yuvarlanmaya başladı. Ne söylediğini kendisi bile bilmiyordu. Saçma sapan konuşurken, kendi kendine gülüyordu. Bu kez geçenkinden daha çok içmişti. Kontrolden çıkmaya başlamıştı. Sağa sola eğilirken, yapışık bacakları bazen açılıyordu, bembeyaz bacakları baldırlarına kadar görünüyordu. Anlamış olur diye endişelenirken, bakmadan da yapamıyordum. Bu görüntü yarrağımı hareketlendiriyordu. Öne doğru eğilip gizlemeye çalışırken, kalp atışlarım da hızlanmıştı.
Nihayetrasında Serpil, “Lavobaya gitmem lazım!” diyerek yerinden kalktı. Tarafımdan geçerken kendini sıktığını farkettim, sıkıştığı her halinden belli oluyordu, nerdeyse altına işeyecekti. Tuvaletin kapısını açtı ve içeri girerken, ‘Zoorrt!’ diye osurdu. Küfürler ederek wcye girdi. İçtiği biralar onu işemeye zorlamıştı. O şekilde tazyikli işiyordu ki, işeme sesi salona kadar geliyordu. Hem işiyordu, hemde bazen osuruyordu.
Tuvaletten çıktıktan sonrasında odasına gitti. Aradan bir süre geçmiş olduğu halde, Serpil’den ses seda çıkmamıştı. Ne olduğuna bakmak için odasına yöneldim. Odasındaki ışık yanıyordu. Ne yaptığını öğrenmek için sessiz bir şekilde yaklaştım. Açık olan kapıdan içeri baktığımda, yüzü koyun uzanmış yattığını gördüm. Götlarına kadar açılmış olan etek, süt beyaz bacaklarını ortaya çıkarmıştı. Şekilli olan çıkık götü oldukca güzel görünüyordu. Cesaretimi toplayıp içeri girdim içeri. “Serpiil! Serpiil!” diye seslendim. Herhangi bir halde de olsa tepki vermiyordu. Kendinden geçmiş, derin bir uykuya dalmıştı.
Bunu fırsat bilerek yanına oturdum. Süt beyaz bacakları tertemiz görünüyordu. Götlarını örten eteğini yavaş yavaş beline doğru çektim. Şimdi önümde mükemmel bir görünüm vardı. Götların arasına sıkışan külot, iki dağın arasından akan dere gibiydi. Açık mavi külotu oldukca seksiydi. Götlarındaki lekeler dikkatimi çekmişti. Dikkatle incelediğimde, gördüklerime inanamamıştım. Götlarındaki morarmalar, parmak izine benziyordu. Bunu yapanın kim bulunduğunu idrak etmek için bilici olmaya gerek yoktu. Sanırım nışanlısıyla sevişmişti. Erkekanmıştım, fakat bu tarz şeyleri düşünmenin sırası değildi.
Henüz ilkin kıllı olan bölgeler, tertemiz kaymak gibiydi. Hafiften tenine dokundum. Avucumun içiyle, ilkin bacaklarını, arkasından kalçalarını okşamaya başladım. Bu inanılmaz bir duyguydu. Serpil öylece hareketsiz yatıyordu. Okşamalarım çoğaldıkça, kendime olan güvenim de artıyordu. Cesaretimi topladıktan sonrasında, külotunu çıkarmaya karar verdim. Lastikli bölgeleri belini sıkmıştı. Taraflarından tutarak yavaş yavaş sıyırmaya başladım külotunu. Birkaç saniye içinde külottan da kurtulmuştum. Serpil’de halen hareket yoktu. Götları tüm ihtişamıyla meydandaydı. Bir ara kıpırdar şeklinde oldu. Bu kıpırdama işimi kolaylaştırmıştı. Sağ bacağını Tarafa doğru açarken dizine doğru kırmıştı…
Gördüğüm görünüm olağan üstüydü. Kılları temizlenmiş olan amı, kabak şeklinde parlıyordu. Ortasını ikiye bölen çizgi, şimdi daha net görünüyordu. Götlarının arası kızarmıştı. Bu kızarıklık, külotun sürtünmesinden olabilirdi. O an kendimce o şekilde düşünmüştüm. Acıklıi uzattıp am deliğini yoklaklarken, çizginin içinde sıkışan ufak dil mükemmel görünüyordu. Ortadan ikiye bölünen yeri hafifçe hafifçe okşuyordum. Bir süre okşadıktan sonrasında, amının dudaklarını parmaklarımla gerdim. Mecnunğine bakarken, içim gitmişti. Açılmamış olduğu her halinden belli oluyordu. İşeme yerinin altında küçücük bir deliği vardı. Parmaklarımı çektiğimde, amının dudakları diri ve sert olduğundan, ağız kısmı anında kapanmıştı.
Bir taraftan Serpil’i incelerken, öteki taraftan yarrağımı okşuyordum. Henüz ilkin kıllı olan arka deliği, inanırım şimdi tertemizdi. Arka deliği merak ederek kalçalarına yöneldim. İki taraftan tutarak kalçalarını gerdiğimde, gördüğüm görünüm beni ürkütmüştü. Kendi kendime, (Bu ne bu şekilde?) diye söylenirken, inanamıyordum. Henüz ilkin küçücük olan delik, sanki büyümüştü. Götünün deliği, şişenin ağzı şeklinde açılmış, içi görünüyordu. O an aklıma nişanlısı Ferit geldi. Açık ki Serpil’i götten sikmişti. Birkaç saat ilkin siktiği için, deliği halen gevşek duruyordu. Gördüklerimden inanılmaz şekilde heyecanlanmıştım. Bu duruma daha çok dayanamadım ve birden kasılmaya başladım. Müthiş bir zevkle boşalırken, külotumu çok kötü etmiştim.
Banyoya giderek pislenmiş olan giysilerimi çıkardım. Serpil’in akşamki durumu aklıma geldi, eve vardığında kızgın olmasının nedenini şimdi daha iyi anlıyordum. Sonbaharelce temizlenip banyodan çıktım. Odasına döndüğümde, Serpil halen aynı pozisyonda yatıyordu. Kendimi toparlayıp ikinci kez kalçalarını gerdim. Ağzımda birikmiş olan tükürüğü, götünün deliğine tükürdüm. Parmağımla tükrüğü yedirdikten sonrasında parmağımı deliğe bastırdım. Islak olan parmak, rahat bir halde içine girmişti. Yavaş yavaş ileri geri hareket ettirmeye başladım. İçinin sıcaklığı parmağımı yakıyordu. Nihayetrasında iki parmağımla denedim. Yine kolay girmişti. Parmak sayısını artırdıkça, götünün deliği halen kabul ediyordu, ağız kımı açıldıkça açılıyordu. Bir süre, dört parmakla devam ettim. Acıklıi çektiğimde, ağız kısmı anında kapanmıştı. Götünün deliğini, 10-15 dakika süresince parmaklarımla sikerken, Serpil’den gık bile çıkmamıştı.
Bu sırada yarrağım kalkmış, demir şeklinde sertleşmişti. Artık karar vermeliydim. Bu fırsatı kaçırırsam, bu şekilde bir talih tekrar yakalamayabilirdim. Ya şimdi, ya hiçbir vakit. Bunu ne olursa olsun denemeliydim. Bacaklarını iki yana doğru açtım. Belinden tutup geri doğru çektim. Azda olsa domalma pozisyonuna getirdim. Vücudumu bacakların arasına yerleştirdim. Götünün deliğine bol miktarda tükürdüm. Yarrağımıda kayganlaştırdıktan sonrasında, artık engel kalmamıştı. Sertleşmiş olan yarrağımı, ağız kısmına dayadım. Zehirrlık vermemek için kollardan destek alırken, yüklenmeye başladım. Başsı girdiğinde heyecandan titriyordum. Birazcık daha, birazcık daha derken, yarısına kadar soktum. Yarrağımı saran delik, inanılmaz zevkliydi. İleri geri hareket ederken, yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Tanrım ne müthiş zevk bu bu şekilde! İlkkez birini götten sikiyordum, o da üvey kızkardeşimin götüydü.
Zaman ilerledikçe, derinlere sokmaya çalışırken, zevkten uçuyordum. Kayganlık azaldığında, geri çekilerek tükrüğümle kayganlaştırıyordum. Nihayetrasında yine sokuyordum. Birkaç dakikadır, daha ilkin yaşamadığım zevkleri yaşıyordum. Serpil’in götünü sikerken, kim bulunduğunu unutmuş gibiydim. Yarrağımı sonuna kadar bastırırken kalçaları kasıklarıma değiyordu. Götların yumuşaklığı hakikaten harikaydı. Anlardır sikerken, şimdi daha rahat hareket ediyordum. Mecnunk gevşemiş iyice açılmıştı. Ancak yinede müthiş zevk alıyordum.
İkinci kez olduğundan boşalmam uzun sürecekti. Henüz çok dayanacağımı düşünmüyordum. Ancak zevk dalgası tüm bedenimi sararken, boşalmak suretiyle olduğumu anladım. Boşalma öncesi, süratli süratli sikerken karar vermem gerekiyordu. Siyahr vermeye fırsatım bile olmamıştı. Götünün derinliklerine büyük bir zevkle boşalmaya başladım. Birkaç saniye süresince, tüm döllerimi götünün içine boşaltmıştım. Bir süre içinde kaldıktan sonrasında üstünden çekildim. Azca da olsa pişmanlık hissine kapılmıştım. Sabah olduğunda anlamasından kaygı duyuyordum, mutfaktan bir koşu peçete getirdim. Peçeteyle kalçalarını silerken, gözüm amına takıldı. Parmağımla yokladığımda, bunun am suyu bulunduğunu farkettim. Boşaldığım için amı ilgimi çekmiyordu. Ilkin külotunu ayaklarından sokarak giydirdim, arkasından eteğini aşağıya doğru çekerek bacaklarını kapattım. Işığı söndürüp çıktım.
Banyoya girip güzel bir duş aldım. Nihayetrasında da odama gittim, yatağıma uzandım. Azca önceki yaşadıklarımı düşünürken derin bir uykuya dalmışım.